ŞEHİR IŞIKLARI
Paltoların önü açık, koşar adım; okuldan çıkmış çocuklar.
Kollar yukarı doğru, iki yanda… Atılan neşeli çığlıklar…
Kozalarından kurtulmuş; o, kelebekler gibi rengârenk saflar…
Gözlerine baktın mı? Hayret-merak dolu, iri-mahzun bakışlar.
Üç kâğıt bilmez, dünyayı da kendileri gibi temiz sanırlar.
Sınırsız renkli hayallerle bazen; masum beyaz yalan atarlar.
Çoğu arkadaş olarak, ya bir köpek ya da bir kedi bulmuşlar.
Kalleşlik, sömürü nedir, bilmez; çakıyla kan kardeşi olmuşlar.
Allah’ın rahmeti, yeryüzünün gözükmeyen direği; yavrular…
Masal kahramanları için akla-hayale gelmeyen yorumlar,
Ederi önemli değil; hep uçsun, uzun kuyruklu uçurtmalar
Ve hep dönsün, kendi etrafında; hiç durmadan rengârenk topaçlar…
Balkonunda, güzelim çiçekleri yetiştiren kimi yaşlılar;
Paylamayın, bırakın oynasın; neşeli, yüksek sesli yavrular…
Eğer onları gönülden dinlerseniz; şifa olur, bu avazlar…
Evde-bahçede, sevimli hayvanları besleyen bazı insanlar;
Nedir bu? Sokak çocuklarını, itmeler; kinle tekme vurmalar!
Sakın ha! Şaşmayan etki-tepki kanunu, sosyal hayatta da var…
Okuldan çıkmış çocuklar... Şehrin ışıklarına hiç kanmasınlar.
Gizemli ışıklara, kelebekler gibi pervane olmasınlar!
Okuldan çıkmış çocuklar, yitip yanmasınlar…Hiç kaybolmasınlar…
Hasan ER