YİRMİBEŞİNCİ SAAT
Buradasınız: Anasayfa / BLOG
23 Mart 2021, Salı
YİRMİBEŞİNCİ SAAT
“Gün, niye yirmi beş saat değil!” diyor, iş insanı; Kendine-ailesine zehir ediyor, yaşamı… Köşenin mendilci kızı şimdi sildi, gözyaşını; Bugüne kadar hiç sordun mu, derdini-dermanını?
YİRMİBEŞİNCİ SAAT

                 YİRMİ BEŞİNCİ SAAT

“Gün, niye yirmi beş saat değil!” diyor, iş insanı;
Kendine-ailesine zehir ediyor, yaşamı…
Köşenin mendilci kızı şimdi sildi, gözyaşını;
Bugüne kadar hiç sordun mu, derdini-dermanını?

Pür-telaş çıkarken gördün mü, sabah papatyasını?
Gece dönerken atladın; yaprak kapanışlarını…
Hasret bıraktın, sıcak temasını ve bakışını;
“Size çalıştım!” dedin; sarmadın, onulmaz yaşları!

Soluk al, soluk aldır; kaldır, o hep meşgul kafanı;
Uyandır, dumura uğramış farkındalıklarını…
Gördüğün ilk soru işaretine, takılıp-kalma;
Sistemi çöz ve hain tuzaklarına hiç kapılma…

Yirmi beşinci saat; sonu olmasın, ailenin;
Kıymetini bil, birlikte yaşanan saniyelerin…
Malıyla sahibini kullanan, yüksek sermayenin;
Dişlerine taktırma, toplumsal değerlerimizi
Ve hiç sonlandırma, Cumhuriyet bekçilerimizi…

                                                               Hasan ER

Etiketler
saat
gun
isadami
aile
zehir
hasaner
yasam
mendilci
kose
gozyasi
dert
derman
purtelas
papatya
yaprakkapanisi
sabahpapatyasi
hasret
sicaktemas
sarmak
onulmaz
solukalmak
mesgul
dumuraugramak
farkindalik
sisteminsoruisaretleri
haintuzaklar
kiymet
saniye
yukseksermaye
disleretakilmak
toplumsaldegerler
sonlandirmak
cumhuriyet
cumhuriyetbekcileri
Detaylı Bilgi İçin Bizi Arayın