ÖZLEMEK ve NEFRET ETMEK
Buradasınız: Anasayfa / BLOG
29 Ağustos 2024, Perşembe
ÖZLEMEK ve NEFRET ETMEK
Yaklaşık 13,8 milyar yıl önce ‘madde’ ve ‘zaman’ aynı anda… birbirini özleyen ve birbirinden nefret edenlerin zerrelerinin de bir arada bulunduğu… Kozmoloji'de son derece sıcak ve yoğun olarak tariflenen Tekillik Noktası’nda, ‘Big Bang’ ile başladı.
ÖZLEMEK ve NEFRET ETMEK

                                                             ÖZLEMEK ve NEFRET ETMEK

 

            Yaklaşık 13,8 milyar yıl önce ‘madde’ ve ‘zaman’ aynı anda… birbirini özleyen ve birbirinden nefret edenlerin zerrelerinin de bir arada bulunduğu… Kozmoloji'de son derece sıcak ve yoğun olarak tariflenen Tekillik Noktası’nda, ‘Big Bang’ ile başladı.

            Birbiri için hayatlarını feda edenlerin ve özlemini duyanların yanında… her konuda akıl almaz kazıklar atarak sömürenlerin, sömürülenlerin, birbirini yok etmekten çekinmeyenlerin zerreleri de bir arada, tek bir noktadaydı.

            Tekillik Noktası, bize âdeta diyor ki: “Siz de dahil evrende, doğada ne varsa hepiniz aynısınız, birsiniz. Menfaat için ormanları yakarken, aslında kendinizi yakıyorsunuz. Zevk için hayvanları hatta börtü böceği katlederken, aslında kendinizi yok ediyorsunuz. Evrenin, doğanın her şeyi ile iç içeydiniz. Onlarla olan DNA benzerliğiniz de mi, uyandırmadı sizi! Madde ve zaman oluşmadan önceki şey, ayna sırrı gibidir. ‘Biz’ bilinciyle birbirinizin aynası olun, ışık tutun. Neyi paylaşamıyorsunuz? Bırakın bu açgözlülüğü! Görmüyor musunuz? Evrenin temelinde paylaşmak var. Formülleştirdiğiniz fizik ve kimya yasalarındaki adil paylaşım oranlarını, yaşantılarınızda niçin uygulamıyorsunuz? Sonra… bu kibir niye? Doğaya… bir ata, bir aslana bakın; çoğunuzda onların vakarlı duruşu yok! Hiçlikten geldiğinizi, unutmuşa benziyorsunuz. ”

            Bu demektir ki: Bir insan, tüm evrene bedeldir. Evren de bir insana… ama bu eşitliği sadece insanla sınırlandıramayız, diğer tüm varlıklar olmadan insanın anlamı kalmaz ve yaşayamaz. Hatta ekosistemdeki halkalar eksildiğinde bile insan soyu tehlikeye girer, hastalıklar baş gösterir.

            İnsan neleri, niye özler? Hayat çizgisindeki bazı güzel anıları hatırladığı zaman tekrar yaşamak ister, özler. Hatırlatan özneler… hayat çizgisinin çakıştığı bir insan, bir mekân olabilir. Bir ses tonu, bir koku, bir tat veya gördüğü bir manzara; beynini dürter, anılarını çağırırcasına özler. Tekillik Noktası’nı bilmese bile bilinciyle benliğinde (ruhunda) hissederek… kendini, doğup büyüdüğü toprağının bir parçası olarak görmesi ve uğrunda ölecek kadar sevmesi, bundandır. Aynı hisleri yaşayan vatandaşları için de gerekirse kendini feda eder ve bunun kutsallığına inanır.

            Peki… insan nelerden, niçin nefret eder? Öğretiminin gerekli eğitimi veremediği, bilinçsiz, sorgulamaktan ve ‘biz’ bilincinden uzak… hırslarının esiri olup bireysel bağımsızlığını türlü şekillerde kaybeden insanlar, denge eksiklikleri oranında menfaatlerini engelleyen her şeyden nefret ederler. Hatta vaktiyle çıkarları için ödün verdikleri, düşmeye görsün… içten içe bilendikleri oranda, ilk tekmeyi atanlar da onlardır. 

            Ortaokul çağımdayken pazarcılık yapan komşum Nazife Ablam’ı, yıllar sonra hatırladığımda çıkan dizeler…

 

NAZİFE

Esmer-asil-çingen kız Nazife;

Dimdik, at-arabası üstünde.

Çelik-çember ağaç tekerlekler;

Kastanyet olmuş, raks ettirmede...

Tak-tuka-tek, çingen kız Nazife;

Tak-tuka-tek, çingen kız Nazife...

***

Ela-göz, beyaz dişli kumral-kız;

Saçlar topuz, yaşı var on dokuz...

Asfaltta yapıyor, bir hız ki hız:

Eteğinden hiç tutamazsınız !

Tak-tuka-vız, Nazife çingen kız;

Tak-tuka-vız, Nazife çingen kız...

                                         Hasan Er

Detaylı Bilgi İçin Bizi Arayın