BLOG
Buradasınız: Anasayfa / BLOG
BLOG
Şiirleri ve Yazıları
BEYLERBEYİ
Boğaziçi’nin bir beyi, Beylerbeyi; Karşıya atmış, ışıklı kemendini... Dipte akıntılar olmuş, tüm geçmişi; Yer-yer güneşe çıkmış, girdap izleri...
PİŞMANLIK
Uzaktan gelen klarnet sesi; Karanlığı dalga-dalga sildi, Pişman-fitilimi ateşledi…
ŞEHİTLİK CADDESİ
Paşabahçe'de bir cadde; bir yanı mezarlık, adı Şehitlik Caddesi… Dondurma arabası görünürken köşesinden, hem de üç tekerlekli; "Dondurmam kaymak! Bitiyor be, vişne-sade!" diye bağırırdı, sahibi.
DİKEN PAYLAR
Hüzün-paylar düşürülmüş, halkımın omuzlarına; Yüzlerdeki derin-çizgiler, ağıt notalarında! Buğulu cansız-bakışlar, dönmedi gözyaşlarına; Mazlum “ah”lar taşarak, alev oldu; gök katlarında…
DENİZ FENERİ
Gözlerimin feri ol, deniz fenerim ol benim; Muhtacım sana, yol ver-oluver, umut-kaderim… Nazar ediver, aşka-köstek sivri kayalara; Derin-mavi sevdalara, umut-fenerim ol benim…
İMBAT
Ilık-ılık yüzümü okşayan, imbat rüzgârı; Söyle bana: Tuzlu-buruk estin, gözyaşları mı? Sitem-yelin, hafif-ıslık özlemeler anlattı; Sevda mektuplarım, karşı sulara vurmadı mı?
LARA KUMSALI
Ay'a doğru, kumsaldan uzanmış; trompetin yaz akşamı sesi; Yakamoz izleyerek, Ay ışığı okşamış; hoş sesin rengini... Sabahında, Güneş yakmış; Lara Kumsalı'nın o tanelerini; Sanki acımasızca diyor ki: "Hayaller kurma, gör gerçekleri..."
SÜTÇÜ KADIN
Benli elinde; sımsıkı hatırlıyorum, küçüklüğümü: Öbür elinde; litre-kabı bağlı, ağır bir süt güğümü Ve Tevfik Paşa Yalısı’na, birlikte yürüyüşümüzü…
Pİ SAYISI
Üç virgül; bir, dört, nokta, nokta, nokta… Hiç tekrar etmedi, virgülden sonra; Rakamlar sıralandı, sonsuzlukta… “Pi Sayısı”dır, bilimdeki adı; Aslı; çemberin, çapına oranı…
AŞK
Kayboldu, kendi içinde; Bir hiçti artık âlemde… Yalnız o vardı, kalbinde; Aşk denir buna, her demde…
EVLER
Şapkası kiremit-kırmızı, berduş-evler; Sıra-sıra yaslanmış, sanki halay-çeker… Cıvıl-günlere, camlı-bakan çiçek-gözler; Yağmura arkadaş olur, gözyaşı döker…
TERSİL TOPLUM
Yan-yana getirdim, öksüz ve yetim tüm sayıları; Toplamak istedim, ama toplayamadım onları: Sindirmediler ki; devamlı gördüler, farklarını… Kestirmeden gideyim ve yapayım dedim, çarpmayı; Bu sefer de tercih ettiler, bölünüp-çırpılmayı; Ufalayıp-boşalttılar, aşkların anlamlarını…
Detaylı Bilgi İçin Bizi Arayın